Anasayfa gelbaba Gelbaba Portal gelbaba Gıda gelbaba Gıda İsrafı ve Uygulanabilir Tedbirler

Gıda İsrafı ve Uygulanabilir Tedbirler

Gıda
25 Mart 2022 Cuma
Gıda İsrafı ve Uygulanabilir Tedbirler

Gıda israfı daha üretim aşamasında başlıyor ve tüketime kadar devam ediyor. Bir meyve ya da sebzenin tohum aşamasından sofralarımıza gelene kadarki yolculuğunu düşündüğümüzde yapılan israf engellenebilse, bugün dünyada açlık ve yetersiz beslenme ortadan kalkar. İşte tüm dünyada yapılan gıda israfının ne büyük bir yanlış olduğunu da bu cümleden anlayabiliyoruz. Gıdaların, hasatından, nakliyesine kadarki süreçte ezilmesi, bekleme kaynaklı bozulması, düşmesi vb sorunlar atık olmalarına neden oluyor. Ne yazık ki bu meyve sebze atıkları ülkemizde gübre olarak kullanılmak yerine çöp oluyor!

İsrafın en büyüğü ne yazık ki evlerde yaşanıyor, ancak, otellerde, restoranlarda, iş yerlerinde, market reyonlarında, üretimde, nakliyede kısaca her yerde gıda israfı var. Bu israf bugünümüzü etkilediği gibi yarınlarımızı da etkiliyor. Daha iyi bir dünya ve daha iyi bir gelecek için herkesin sorumluluk alması, günlük rutinlerimizi gözden geçirmesi ve elini taşın altına koyması gerekiyor.  Uygulanan rutinler bir yaşam  tarzı olana dek çabalamalıyız.  Atıksız yaşam, çöpsüz mutfak, plastiksiz dünya, sağlıklı bir hayatın gerçekten mümkün olduğunu ve uygulanabilirliğinin hiç de zor olmadığını hep birlikte öğrenebiliriz. Şimdi gıda israfını biraz daha yakından tanıyalım.

Gıda İsrafı Nedir?

Daha hasat esnasında çürüme, beklemeye bağlı bozulma, ezilme ile israf olan gıdaları, soframızda yarım bıraktığımız yemekler, tüketemeyeceğimiz kadarını pişirdiğimiz yemekler, buzdolabı köşesinde unuttuğumuz meyve ve sebzeler ile de israf ediliyor. Bu konuda bilinç ne yazık ki olması gereken düzeyde değil ve bu neredeyse tüm dünyada bu şekilde ilerliyor.

Ancak buna bir dur demenin zamanı da geldi. Farkındalığın artması biraz da Z kuşağı ile mümkün oldu aslında. Sınırlı kaynakları sorumsuzca tüketen nesil bu yanlışın farkına vardı. Artık bu noktada ciddi önlemler alınmaya başlandı. Örneğin birçok ülkede devlet destekli örgüt ve kuruluşlar, projeler ve kampanyalar yürütülmektedir. Yine bağımsız kuruluşlar gıda israfı  ile ilgili olarak çeşitli farkındalık kampanyaları yapmaktadır. Birçok kişi bu konuda makale ve kitap yazmakta, araştırmalara konu alan gıda israfı, toplumlara örnekler ve rakamlarla sunulduğunda çarpıcılığı dikkate alınmaktadır.  Ülkemizde ve dünyada gıda israfının boyutunu görmeye hazırsanız bunu farklı bir alt başlık altında inceleyelim.

Rakamlarla Gıda İsrafı

Tüm dünyada her yıl üretimin üçte biri israf ediliyor! Doğru, onca emek, onca zaman, onca kaynak doğru yönetilemediği için ziyan oluyor. Bir düşünelim bir ay boyunca çalıştık ve maaşımızın üçte birini her ay çöpe atıyoruz. Korkunç değil mi? Gıda israfının da aylık gelirimizden pek bir farkı yok. Çünkü bu atık ve israflar da satış fiyatlarına yansıyor bu da yine bizim gelirimizin çok ciddi bir kısmının erimesi anlamına geliyor.

Bitmedi! Tüm dünyada yine sebze ve meyvelerin neredeyse yarısı yani %45'i çöpe gidiyor. İnanması güç ancak bu oranlar çok ciddi bir değişim gerektiriyor. Aynı şekilde yine dünya üzerinde hayvansal ürünlerin %20'si çöp oluyor.

Peki tüm dünyadaki açlık ve yoksulluk sınırını biliyor muyuz? Dünya Bankası verilerine göre dünya toplam nüfusunun %46'sı yani iki milyar beş yüz milyon kadar insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bir milyar iki yüz milyon insansa açlık sınırının altında yaşamaya mecbur! Ne yazık ki bu açlık ve yoksulluk rakamları yapılan gıda israfının gerçekliğini ortaya koyuyor.

O zaman yaptığımız her bir israfın, kişisel bir mesele olmadığını ve yalnızca kendimizden sorumlu olmadığımızı anlamamız gerekmiyor mu? İsraf yapan her bir insan bir yoksul ya da aç insanın yiyebileceği bir şeyi çöpe attığının da bilincine varmalı aslında.

Gelelim ülkemize. Kültürel olarak yemek ziyan etmenin günah veya ayıp olarak nitelendirildiği ülkemizde de yapılan israfa inanamayacaksınız! Arkandan ağlar diyerek büyüsek de biz de dünyanın pek gerisinde değiliz bu konuda. Bu sefer konuyu farklı bir yönüyle rakamlara dökelim. Türkiye'nin yıllık çöp ağırlığı 55 milyon ton civarında. Peki bu çöpün ne kadarı çöp ne kadarı israf? 33 milyon tonun içindeki 14,5 ton gıda atığı var. neredeyse yarısı... Yani biz de dünyanın geri kalanından pek farklı değiliz...

Gıda İsrafının Sonuçları Nelerdir?

Yaptığımız her israf, karbon ayak izimizi korkunç bir seviyeye dönüştürüyor! Çöpe attığımız her bir zamanında tüketilmemiş gıdanın üretiminden soframıza gelene kadarki yolculuğu, su, elektrik, akaryakıt, emisyon, atık masrafı düşünüldüğünde durumun ne kadar vahim olduğu daha net anlaşılıyor. İsrafın sonuçları farklı açılardan incelenebilir aslında. Örneğin zamanında tüketemeyeceğimizden fazla aldığımız bir peynirin çöpe atılmasının hem çevresel sonuçları var, hem ekonomik sonuçları var hem de sosyal sonuçları var! Bu bilinci yakalamamız ve dünyamıza sahip çıkmamız gerekiyor.

Gıda israfının sonuçları öneminin kavranabilmesi için üzerinde durmamız gereken bir konu. Şimdi bu faktörleri ayrı ayrı inceleyerek örneklendirelim.

Gıda İsrafının Çevresel Sonuçları

Gıda israfının olumsuz sonuçlarının başında şüphesiz çevresel faktörler yer alıyor. Bir domatesin yetiştirilmesi, o tarlanın sulanması, oraya giden işçiler, o işçileri taşıyan taşıt, o taşıtın yaktığı yakıt, saldığı karbondioksit, toplanması, dağıtılması, kasalara konması, fabrikalara satılması, dondurulması ya da konserve yapılması her biri kendi içerisinde birçok atıkla birleşiyor.

Hayvansal gıdalardan da örnek verebiliriz. Bir peyniri tüketmemiz gereken tarihte tüketmediğimizde de tüm aşamalar geçerli olmak üzere bir de ambalaj çöpü yaratıyoruz. Bir gıdayı üretebilmek için harcanan enerji 3300- 5600 milyon metrik ton/ yıl karbondioksit sera gazı emisyonu ortaya çıkarıyor. Gerekli üretim için harcanan bu karbon ayak izini dünyanın yarısı açken çöpe atıyor olmak inanılır gibi değil.

İsraf hem ziyan olan gıdanın karbon ayak iziyle ölçülüyor hem de dünyanın yarısın aç bırakıyor. Yalnızca bununla da kalmıyor, sürdürülebilir tarım eksikliği yeni toprakların açılımı ya da tarlaların imara açılmasına da neden oluyor. Ekolojik dengeyi mahvediyoruz! Ekolojik dengenin bozulması, erozyon ve kuraklığa da neden oluyor. Hava kirliliği bizi hasta ediyor ve daha pek çok şey!

Gıda İsrafının Ekonomik Sonuçları

İsrafın ekonomik boyutunu madde ile ölçmek oldukça yetersiz. Zaten bu tek başına yeterli olsaydı kimse satın aldığı koca bir daire pizzanın kalan dilimlerini "amaaan" diyerek çöpe atmazdı. Ancak buradaki ekonomik yıkım aynı zamanda harcanan emekle de ölçülmeli. Plansız bir mutfak alışverişi, saklama koşulları konusundaki eksik veya yanlış bilgi, hava koşulları ve benzeri nedenler atıkların ve israfın en büyük nedeni.

Gıda İsrafının Sosyal Sonuçları

Dünyada gıda üretimi tüm insanlığa yetecek kadar. Ancak yukarıda da dediğimiz gibi insanlığı yarısı aç ve bunun nedeni diğer yarısının israfı bir şekilde. Gıda israfının maliyeti üretime de yansımakta ve alım gücü yüksek insanlar etkilenemese de alım gücü düşük insanların o ürünlere ulaşımı her geçen gün zorlaşmaktadır.  Temel besinlere ulaşamayan insanlarda kısa ve uzun vadede yetersiz beslenmeden ötürü çok ciddi ve ölümcül sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır. Yetersiz beslenme yalnızca yetersiz beslenen kişinin de sorunu değildir. Yetersiz beslenme daha anne karnında zeka geriliğine neden olmaktadır. Yoksulluk ve açlık sınırında yaşayan insanların çok olduğu toplumlarda uzun sürede geri dönüşü çok zor olan toplumsal çöküş te gerçekleşecektir.

Gıda İsrafı Nerelerde Yapılıyor?

Yazımızın başında da vurguladığımız gibi üretimden son tüketime kadar israf her yerde. Üretim bir uzmanlık alanı gerektirmektedir. Kontrolsüz üretim daha ilk adımda israfın temelini oluşturmaktadır. Bu konuda devlet sorumluluk almalı ve bilinçli üretimle tüketim oranına göre bir üretim planı oluşturmalı bu üretilen gıdaların, saklanma ve taşıma konusunda bilinç oluşturmalıdır.

Aynı zamanda israf tedarik sürecinde. Birçoğumuzun bildiği gibi tedarik zinciri bir uzmanlık alanıdır. Tedarik zinciri bir yüksek lisans programı ya da lisans programı olarak ülkemizdeki ve dünyanın saygın üniversitelerinde okutulmaktadır. Gıdaların tedarik sürecinden sorumlu olan kişilerin muhakkak eğitimli, deneyimli, bilinçli kişilerden oluşması gerekiyor. Bu noktada yalnızca bu tedarik zincirinden sorumlu olanlar kadar bu sektörde söz sahibi olan işletmelerin de çok büyük bir sorumluluğu bulunmaktadır.

İsraf marketlerde de bulunmaktadır. Bunda pek tabii tedarik süreci etkili ancak söz konusu market israfı yalnızca tedarik sürecinden kaynaklanmıyor. Yalnız ürün dizilimi, satış hedeflerinden bilinçsiz şekilde verilen fazla siparişler, bölge halkının tüketmediği/ yabancı olduğu gıdalar, stok yapmak gibi nedenler marketlerdeki israfın gerçekçi nedenleri arasında yer alıyor.

Evlerde gıda israfı ise daha önce söylediğimiz gibi israfın en büyük payına sahip. Fazla alınan gıdalar, fazla pişirilen yemekler, bilinçsiz tüketim, raf ömrü kontrol edilmeden alınan tüm ürünler ne yazık ki evlerimizde çöpe gitmektedir.

Peki en çok nerede gıda israfı yapılıyor? Bunları sektörel olarak incelemek çok daha anlaşılır olacak. İsrafın yapıldığı yerleri inceledikten sonra gıda israfını önlemek için neler yapılabilir hep birlikte inceleyeceğiz.

Restoranlarda Gıda İsrafı

Yemek sektöründe yapılan gıda israfı da israfın büyük bir payını oluşturmaktadır. Artan yemeklerin atık olması dünyadaki açlık ve yoksulluk oranları düşünüldüğünde içler acısı. Bu durumun farkında olan, bilinçli ve sağduyulu birçok işletme üretimlerini günlük talepleri planlayarak yapmaktadır. Ancak restoranda yemeklerin erkenden tükenmesi ya da artması tabii ki çok değişken bir durum. Bunu en çok bu sektörde çalışan, esnaf lokantaları deneyimlemektedir. Birçok sosyal yardımlaşma projeleri ve bilinçli kampanyalar ile restoranlar, kapanış saatlerine yakın, o günün üretimi olan yiyecekleri yarı fiyatına satarak, ayakta alkışlanacak bir davranış sergilemektedir.

Marketlerde Gıda İsrafı

Marketlerde de durum pek farklı değil tabii ki. Zincir mağazaların ne yazık ki sürekli değişen reyon personelleri ve basiretsiz yöneticileri nedeni ile stok ve tedarikler her zaman doğru işlememektedir. Haftanın kampanyalı ürününü belirli bölgelerdeki mağazalara haddinden fazla stoklanması özellikle raf ömrü az olan gıdalarda israfın temelini oluşturmaktadır. Ne yazık ki marketlerde sık sık değişen yeni reyon elemanları, ya tecrübesizlikten belki de düşük ücretler ile çok uzun mesai saatleri ile çalışmaktan ürün dizilimine hiç mi hiç dikkat etmemektedir. İlk giren ilk çıkan yöntemine uyulmadan dizilen ürünler, arkalarda kalarak daha satılamadan atık olmaktadır. Bu da marketlerdeki en büyük atık nedenlerinin ilk sıralarında yer almaktadır.

Tarlalarda Gıda İsrafı

Bilinçsiz üretim, korumasız seralar, donlar, afetler her biri daha tarlada dalında olan gıdaların ziyan olmasına neden olmaktadır. Bu noktada üreticilerin de alması gereken sorumluluklar vardır elbette. Örneğin fazla hormon kullanımından ötürü tonlarca meyve ve sebze ihracatlarımızın nasıl geri döndüğünü biliyoruz! Bunlar atık olabildiği gibi maalesef iç piyasada halka da yedirildiği bilinmektedir. Her ikisi sonuç birbirinden kötüdür.

Yine de bu noktada hükümet politikaları devreye girmeli ve üretici üretimin her aşamasında bilinçlendirilmeli aynı zamanda desteklenmelidir. Böylece en az atıkla üretim gerçekleştirilebilir. Çiftçi de halk da kazanır.

Otellerde Gıda İsrafı

Gelelim otellerin açık büfe akımının görünmeyen yüzüne! Dünya atık oranıyla, dünya yoksulluk sınırı hemen hemen aynı! Ve oteller açık büfe menüleriyle tüketilmesi imkansız derece sunulmuş gıdalarla göz boyarken her gün yarısını çöpe atmaktadır. Bunu şehir otellerinde aza indirmek ve kontrollü bir hizmet olarak sunmak mümkün olsa da aynı şey yaz tatillerinde pek de mümkün olamıyor.

Kıyı Ege ve Akdeniz'de yerli ve yabancı turistlere sezonlarında tam kapasite hizmet veren otellerin konseptleri genellikle her şey dahil olmaktadır. Bu konseptin amaçlarının başında tek kalem harcayarak artı gider olmadan tatil yapmak isteyen orta gelirlilerdir. Böylece bu tarz oteller hem yerli hem de yabancı turisti otellerinde ağırlayabilmektedirler.

Bu her şey dahil konseptlerde ise mutfaklar ara öğünler ile birlikte günde 5 kez açık büfe sınırsız hizmet vermektedir. Bu tarz bir otele gittiğimizde tabağını tepeleme dolduran, masalarında yer kalmamacasına donatan kişileri mutlaka görmüşüzdür. Aynı kişiler o donatılan masaların çeyreğini dahi yiyemeden kalkmaktadır. Ne ziyan ama! Yalnızca bu değil, açık büfelerde yer alan o dolu bin bir çeşit yiyecekler tüketilemeyeceğini bilerek o masalarda bulunuyor. Çünkü bulunurluk ve görsellik bu sektörde oldukça önemli. Kaçınılmaz son olarak hepsi her gün çöp olmaktadır. En iyi ihtimalle çevredeki barınaklara ve sokak hayvanlarına gitmektedir.

Gıda İsrafı Nasıl Önlenir?

Araştırdıkça yüreğimizi burkan bu gıda israfı için neler yapacağımızı da konuşmamız gerekiyor. Neyse ki artık gıda israfı projeleri devlet destekli olarak halkı bilinçlendirmeye başladı. Bu konuda özellikle İstanbul Ticaret Borsasının yaptığı çalışmalar dikkat çekicidir. Gıda israfı afişleri ve sosyal medya çalışmaları ile son iki yılda dikkat çektikleri konularda hedeflenen olmasa da ciddi başarılar elde etmişlerdir.

Bu hedeflenen kampanyalar ile, oteller, iş yerleri, restoranlar, hastaneler, kamu binalarının yemekhanelerinde gıda israfını önleme amaçlı toplantılar ve organizasyonlar düzenlemektedirler.

Bunun yanında tüm ilkokullarda gıda israfı temalı eğitim çalışmaları başlatmışlardır.

Yine tüm ülkedeki üniversitelerde gıda israfı önleme hakkında fikirler temalı yarışmalar düzenleyerek, gerekli ilgiyi görmüşlerdir.

Atık Yönetimi

Gıda israfına son vermek için yapılması gerekenleri bireysel bazda değerlendirelim. İlk olarak haftalık tüketimi kaleme almak gerekiyor. Haftalık yemek planlama atıksız bir mutfak için çok önemli. Böylece bir hafta boyunca ne pişirilecek, ne kadar pişirilecek bilindiğine göre alınacak malzemeler de bu doğrultuda planlı bir şekilde alınabilir. Aynı şekilde alınan ürünler buzdolabında doğru saklama koşullarında uzun ömürlü saklanabilir. Hangi gıdanın ne koşullarda, buzdolabında saklanması gerektiğini ise bir başka yazımızda tüm ayrıntıları ile yazacağız.

Marketlerde ise gıda israfı, doğru sipariş, doğru stok, doğru raf dizilimi ile sağlanır. Bunların yanı sıra Avrupa başta olmak  üzere dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi, son kullanma tarihi yaklaşan ürünleri kendine özel bir reyonda etiket fiyatlarının altında satılması da atık olmasının önüne geçecektir. Gıdaların raf ömrünü etkileyen faktörler bilinçli yöneticiler tarafından belirlenerek önlenebilmektedir.

Tabakları küçültmek, gıda israfının önüne geçecektir. Küçük tabak hem evlerde israfın, hem de restoran ve otellerde israfın önüne büyük ölçüde geçecektir. Aynı zamanda bilinçli ve tecrübeli yöneticiler de işletmelerde yaşanılan israfı engelleyeceklerdir.

Porsiyon hesaplama ise yine gıda israfını önlemenin önemli bir yöntemi. Porsiyon hesaplama alınacak üründen, pişirilecek ürüne ve tabağa konacak gıdaya kadar her aşamada israfı engellemenin en etkin yolu.

Duyarlı ve bilinçli bir dünya vatandaşı olmak için atıksız, israfsız bir yaşamı rutine dönüştürdüğümüz güzel yarınlar dileriz.

Benzer Yazılar

Gelbaba İşletme

Markanız için hemen işletme hesabı açın.

Hesap Aç
Gelbaba İşletme

Markanız için hemen işletme hesabı açın.

Hesap Aç

Benzer Yazılar

Gelbaba İşletmeye Katılın

Hemen ücretsiz kaydolarak üyeliğinizi başlatın.

Ücretsiz İşletme Hesabı Açın