Pandemide Yüzyüze Eğitim

Covid-19 pandemisinin, maddi ve manevi en büyük mağduru hiç şüphesiz çocuklar oldu. Tüm dünyanın ortak sorunu olan Covid19'un ilk dönemlerindeki belirsizlik, toplum sağlığını riske atmak istemeyen tedbir sahibi farklı devlet yönetimlerini okul kapatmaya itmiştir. Kısa süre içerisinde birçok ülkede program ve planlamalar sağlanarak eğitim online olarak devam etse de bazı ülkeler hiç okul kapatmadı ya da kısa süre içinde yüz yüze eğitime geri döndü. Ülkemizde eğitimin seyri ne olacak, uzmanlar, veliler ve eğitimciler bu konuda neler düşünüyor sizler için derledik!

Yüzyüze Eğitim Ne Zaman Başlayacak?

2021 Ağustos ayı ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'tan görevi devralan Prof. Dr. Mahmut Özer, görev ilanından hemen sonra ilk açıklamasını yaparak yüzyüze eğitim hakkında aldığı sorulara, tıpkı pandemi öncesinde olduğu gibi okulları yüz yüze eğitime hazır hale getirmek için çalışacaklarını ifade ederek cevap verdi. Artık okulların kapalı olması gibi bir lükse sahip olunmadığını dile getiren Sayın Bakan okulların normal zamanında yüz yüze ve şimdilik kesintisiz olarak açılacağını ilan etmiştir. Anaokulu ve 1. sınıf öğrencilerinin okul uyum süreci kapsamında 1 Eylül'de okula gideceğini, diğer ilk ve orta öğretim için eğitim başlangıç tarihinin 6 Eylül olarak başlayacağını açıklayan Bakan, tüm hijyen ve güvenlik önemleri için okullara bildiri yayınladıklarını da dile getirmiştir. Sınıflarda yüz yüze eğitim ortamının pandemi koşullarına göre oluşturulması ve diğer tüm okul ve sınıf ortamının iyileştirilmesi, eksiklerin giderilmesi, okul girişlerinde maske otomatlarının olması, su, sabun ve dezenfektan olması gibi tüm detayların planlanıp tamamlanması gibi basit tedbirler okullara duyurulmuştur. Bu gibi basit önlemler ile neredeyse 1,5 yılı bulan, bir açılıp bir kapılan eğitim yuvalarının açılması, bulaş riskinin en aza inmesi ve her şeyden önce eğitimden oldukça uzak kalan çocukların eğitim hakları, hak ettikleri şekilde geri verilecektir.

Yüzyüze Eğitim Güvenilir Mi?

Yüzyüze eğitim koşulları hakkında farklı uzmanlık alanlarına sahip otoritelerden farklı açıklamalar yapılmaktadır. Farklı eğitim yaklaşımları ve hassasiyetler, kişilerin küresel bir salgında önceliklerini değiştirmesine neden olmakta ve bu durum oldukça normal karşılanmaktadır. Okulların yüz yüze eğitime açılmasını istemeyen online eğitim  savunucuları farklı fikirler dile getirmektedir. Örneğin birçok öğretmen maske takarak ders anlatmanın çok zor olduğunu ayrıca çocukların sınıf içerisinde maske takmaları konusunda sürekli uyarıda bulunma ihtiyacı nedeniyle verimli bir ders işlenemediğini söylemektedir. Evlerinde kronik hastaları olanlar, bazı velilerin aşı karşıtı olması sebebi ile endişe yaşamaktadır ve bu sebeple online eğitimi savunmaktadır. Her kesimin kendi bakış açısı, öncelikleri açısından oldukça haklı sebeplerdir.  Öte yandan çocuk gelişimi uzmanları, psikologlar, sosyologlar ve birçok eğitimci, çocukların online eğitim ile görünenden çok daha fazla sorun ile karşılaştığını dile getirmektedir. Evde şiddete ya da  istismara uğrayan çocuklar, evde ebeveyninin sorumluluklarını yapmak zorunda bırakılan çocuklar (temizlik, yemek, alışveriş), işçi çocuklar, evdeki olumsuz ortama/ diyaloglara maruz kalan çocuklar, annesi babası çalıştığı için evde tek başına kalmak zorunda kalan çocuklar, işçi çocuklar, okulu bırakmaya zorlanan çocuklar ve ne yazık ki çocuk gelinler gibi aslında tahmin ettiğimizden ya da bilinenden çok daha fazla travmatik durumlar yaşanmaktadır. Genel olarak herkesin bildiği ve dile getirdiği, çok fazla ekrana maruz kalma, telefon, bilgisayar oyunlarına bağımlılık, asosyalleşme tüm çocuklar için risk teşkil etse de bir önceki saydığımız durumlar, buz dağının görünmeyen kısmı ne yazık ki. Uzmanlar artık çocukların güvenilir ortamlarına ve hak ettikleri eğitim ortamlarına dönmeleri ve bir daha asla kapanma olmaması konusunda fikirlerini beyan etmektedir. Diğer yandan Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu UNICEF, Covid-19 sebebi ile kapalı olan okulların derhal açılmasını, kuşakları kaybetmemize neden olacak bu durum için zaman kaybetmeden önlemler alınarak yüz yüze eğitime geçilmesini ifade eden bir çağrıda bulundu. UNICEF Genel Direktörü, 12 Temmuz 2021 tarihli açıklamasında, hükümetlere acil çağrı yaptı. Okulların açılması için vakaların düşmesi ya da sıfırlanmasının asla beklenilmemesinin altını çizen direktör, ilk öğretim ve liseler için bulaş riskinin, vaka sayılarında belirgin bir artışa neden olmadığını da belgeleri ile kamuoyuna sundu. Bu açıklamalardan sonra dünya çapında aralıklı olarak kapanma yaşayan ülkeler gibi Türkiye de, eğitimin kesintisiz olarak açılması için harekete geçti.

Yüzyüze Eğitimde Okul Koşulları Nasıl Sağlanacak?

Covid-19 varyantları çoğalıp pandemi dalgalar halinde sürerken,  devlet okullarının standartlarının iyileştirilmesi için gereken tüm hazırlıklar yapıldı. Hijyen malzemelerine eşit şartlarda ulaşamayanlar için maske, su, sabun, dezenfektan gibi malzemelerin okullarda ücretsiz olarak sunulması, sınıf mevcutlarının düzenlenmesi, dersliklerin artışı, sınıf sıralarının mesafesinin düzenlenmesi gibi önlemler alındı. Sağlık endişesi yaşayan ebeveynlerin çocuklarını okula gönderip göndermeme kararının veliye bırakılması hakkında henüz net bir açıklama gelmese de, bu durumun suistimale açık olması nedeniyle herkesin eskisi gibi zorunlu olarak eğitime katılması çok daha büyük bir ihtimal gibi duruyor. Yüzyüze eğitim şartları hakkında açıklama yapan MEB, derslerin 30 dakika süreceğini ve 10 dakika teneffüs yapılacağını duyurdu. Meslek lisesi öğrencileri bir günde maksimum olarak 10 ders, ilkokul öğrencileri ise 8 dersi yüz yüze yapabilecek. Yüzyüze eğitim başlama şartları konuşulurken bir diğer ihtimal ise okulların il bazında aşılama oranları ve vaka sayısı gözetilerek açılması durumu. Aşılama oranı yüksek, vaka sayısı doğal olarak düşük olan illerde eğitimin normale dönmesi ile aşı oranı düşük, vaka sayısı, yoğun bakım doluluk oranları oldukça yüksek olan illerde okulların online eğitime devam etmesi şeklinde bir uygulama da ihtimaller dahilinde.