Radikal Tıpçılık: Aşı Karşıtlığı

Aşı Karşıtlığı Nedir?

Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada giderek artan aşı karşıtlığı ve bilgi kirliliği kişileri büyük bir ikilem içerisinde bırakmaktadır. Bazı tıp doktorları ve bilim insanlarının da aşı karşıtı görüşleri, tıp terminolojisi hakkında bilgi olmayan halkın çok daha yanlış anlamalarına sebep olmuştur. Genel olarak "aşı karşıtlığı nedir?" sorusundan bahsetmemiz gerekirse, kişilerin aşı hizmetlerinin varlığına rağmen, aşı olmayı reddetmesi, olarak tanımlanmaktadır. Aşı rutinlerinin tüm toplumlarda sağlanması ile bu gün dünyamızda neredeyse 2 milyon ölümün önüne geçilmiş birçok hastalık yok edilerek, güncel kayıtlardan silinmiştir. Aşılama sadece kişileri ilgilendiren değil, toplum sağlığını ilgilendiren bir meseledir ve kişinin aşıyı reddetmesi kendi inisiyatifine bırakılmış olmasa da, hastalığın seyri, aşıyı reddeden kişinin o hastalığa yakalanarak daha fazla kişiye bulaştırması,  virüsün evrim geliştirmesi ve artık aşı olanların da korunamaması gibi riskleri içermektedir. Bu sebeple birçok bilim insanı  aşıların kişilerin tercihine bırakılmaması kadar önemli bir risk teşkil ettiğinin ısrarla altını çizmekte ve ölümlerin azaltılabilmesi için, toplum bağışıklığının üzerinde durmaktadır. Aşı karşıtlarının savları, bilim insanları tarafından çürütülse de, bir noktada işler çığrından çıkma noktasına gelmiştir. Birçoğumuzun duyduğu gibi  -içinde çip olan aşı-lardan bahseden aşı karşıtları, kendilerinin büyük güçler tarafından kontrol edilerek, soylarının tükenmesinden endişe etmektedir. Oysaki bu gün mobil cihazlarımız ile konum ve diğer tüm kişisel bilgilerimiz veri olarak kaydedilmekte, teknoloji şirketlerinin elinde olduğu ve izinsiz paylaşılması sebebi ile çeşitli davalar da sürmektedir. Covid aşı çeşitleri sebebi ile aşı karşıtlığı ve belirsizliği sürmektedir. Aşıların henüz 3 faz çalışmalarının devam etmesi, aşı karşıtlığı olarak olmasa da halihazırdaki aşılara olan güvensizlik olarak bilinmektedir. Kişiler ileride ne gibi bir sorunların olabileceğinin belirsizliği taşımaktadır. Ancak bu noktada birçok bilim insanı ortak görüş ile, aşıların yan etkilerinin, hastalığının kendi yıkıcılığının yanında hiçbir şey olduğunu belirtmektedir. Komplo teorilerinden oluştuğu her haliyle ispatlanan aşı karşıtlığının bu kadar yaygın olmasındaki en büyük etki ise aşı karşıtlığı hakkında sunulan donelerin halkın bilgi seviyesinde ve daha anlaşılır olarak lanse edilmesi ve daha çabuk kabul görmesidir. Oysa bilim kendi içinde bir terminolijiye sahiptir ve bilim insanları gece gündüz demeden, insanlık yararına ve tüm dünya toplumlarının sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesi için uğraşmış aşılar ile bunu sağlamıştır. Bu gün covid vakaları yüzünden yaşanan ölüm kaybı göz önüne alındığında ya da ardında bıraktığı sağlık sorunları düşünüldüğünde aşıların yan etkisinin söz konusu dahi edilmemesi gerektiği bilimsel bir gerçektir. Bazı aşıların, yan etkilerinin belli yaş aralığı için risk teşkil etmesi ise yine bir nebze anlaşılır bir durumdur, bu sebeple kişilere aşı seçme şansı da tanınmaması ve hatta yine de kişilerin beden özgürlüğü içinde aşıyı reddetmesini anlamak da hepimizin görevidir. Yine de "aşı olan komşusu yüzünden, aşı olmayan bireyin burnunun kanaması, aşıların içerisindeki mikro çipler olması, aşının kısırlık yapması ve aşı olanları iki yıl içinde ölüyor olması" tamamen safsatadan ibarettir.

Aşı Karşıtlığının Komplo Teorileri

Tüm dünyada Haziran 2021 itibari ile 3,852,276 kişi öldüğü resmi kayıtlara geçmiştir. Neredeyse her birimizin tanıdığı bir kişi vefat etmiş, birçok tanıdığımız, ailemiz ya da kendimiz bu virüse yakalanmış ve daha kötüsü oldukça ağır geçirmişizdir. Yine de aşı karşıtları gibi diğer komplo teorilerinden biri de virüsün dahi bir kurgudan ibaret olduğu haberleridir. Hepimizi üzen bu haberler, bir yakınını kaybeden ya da pandemi hastanelerinde çok zor koşullar altında, uzun saatler mesai harcayan sağlık emekçileri için üzücü ve travmatik olarak yansımaktadır. Tüm dünyada aşılama çalışmaları ile çocuk ölümlerinin en düşük seviyelere gelmesi, birçok hastalığın görülme sıklığı ve yıkıcılığı konusundaki düşüş ve hatta bazı hastalıkların artık hiç görülmemesi, hepsi birer aşı başarısı ve toplum sağlığında uygulanan çalışmaların başarısıdır. Aşı karşıtlığının giderek artması ve tüm dünya için oluşturduğu risk, 2019 yılında Dünya Sağlık Örgütü'nün 10 küresel sağlık sorunu listesinde başlarda yer almasına neden olacak kadar tehlikeli bir boyuta ulaşmıştır. Yeni çıkan aşıya güvenmemek ile tamamen aşı karşıtı olmak bambaşka incelenmesi gereken ve kişilerin halk tarafından kabul görmüş güvenilir uzmanlar tarafından aşılması gereken bir sorun haline gelmiştir. Covid 19 aşı çalışmaları ile bu gün aşı olanların ölüm oranı 0 olarak kayıtlara geçmiştir. Sinovac aşı ile Türkiye'de birçok kronik rahatsızlığı olan ya da yaşı itibari ile daha fazla risk altında olan kişiler aşılanmıştır. Kişinin aşıyı reddetmesi ne yazık ki artık sadece kendi vücut bütünlüğünü ilgilendiren bir sorun değil, çevresine vereceği zararlarla ele alınması gereken bir konu haline gelmiştir. Aşı karşıtlarının herhangi bir bilimsel dayanağı olmamasına rağmen, sosyal medya haberleri ile bu kadar hızlı yayılması gerçek birer sorun haline gelmiştir. Aşı karşıtlığı için Dünya Sağlık Örgütü "Aşılamaları Durdursaydık Ne Olurdu?" başlıklı CDC yayınını okumayı önermiş ve okuyanların büyük bir çoğunluğu aşı olmayı kabul ettiği de kayıtlara geçmiştir. Biontech aşı içerisinde aktif covid virüsü olmamasına rağmen aşı karşıtları Biontech aşı olanların covide yakalanması gibi sahte haberler piyasaya sürerek, halkı korku ve paniğe sürüklemektedir.