İnsan ömrünün sağlıklı bir şekilde sürmesinde birçok etken var ve sağlıklı beslenme bunun en büyük kriterlerinden biri. Yeterli ve sağlıklı beslenme daha gebelik sürecinde etkisini gösteriyor. Dengeli ve sağlıklı bir beslenme alışkanlığı olan gebelerin, kan değerleri ve vücut fonksiyonları buna paralel bir şekilde dengeli oluyor. Aynı şekilde dengesiz ve yetersiz beslenen gebenin hem kendinde hem de fetüste çok ciddi sağlık sorunları olabiliyor özellikle anne karnındaki bebeklerde kronik rahatsızlıklar, zeka geriliği gibi sağlık sorunları da görülüyor. Sağlıklı gıdalar tüketerek ancak aşırı beslenme de bir o kadar kadar tehlikeli bir yeme bozukluğu olarak biliniyor. Obezite ve fazla yağ oranı, iç organların işlevinde bozukluk, çeşitli hormonel dengesizlikler ile birlikte birçok hastalığı da beraberinde getiriyor.
Hareketli bir yaşam, sağlıklı ve dengeli beslenme kaliteli bir yaşam ve hastalıklardan uzak durmak için kilit iki kriter. Pek tabii stressiz bir yaşam ve daha birçok etken de sağlıklı bir insan ömrü için gerekli ancak konumuz beslenme. Obezite ile savaş günümüzde günümüzde son hızıyla sürüyor. Teknoloji ve artan yaşam kalitesi, son yıllarda yaşadığımız küresel salgın derken çok daha hareketsiziz. Aynı zamanda azalan tarım alanları, doğal ürünlere olan erişimi de bir o kadar kısıtlamaktadır. Durum böyle olunca fazla kilolar birçok kişi için gerçek bir sağlık sorunu haline gelmektedir. Bu sağlık sorunlarının önüne geçebilmek ise ideal kiloya erişmek ve aktif bir yaşamla mümkün olabiliyor. Peki kilo vermek kolay mı? Yasaklı diyetler, düzenli öğünler birçok kişi için uygulaması oldukça zor. Yasaklı diyetlerin yaşam tarzına dönüşmesinin önünde birçok engel var. Sağlıklı beslenmeyi sürdürülebilir kılmak için porsiyon kontrolü ya da yaşam tarzına dönüşmesi gerekiyor. Bu noktada son zamanlarda popülerliğini arttırmış gibi görünse de aslında kökleri daha eskiye dayanan bir beslenme tarzı ortaya çıkıyor: Sezgisel Beslenme!
Bu yazımızda sezgisel beslenme nedir, sezgisel beslenme ile kilo vermek ve vücudumuzdaki sinyalleri dinleyerek, bireysel olarak beslenmeyi anlatmaya çalışacağız. Canımız nasıl tatlı çekiyor, vücudumuz sisteminde eksik olan bir vitamin ya da mineral durumunda ne gibi sinyaller veriyor, bunlara değineceğiz.
Son zamanlarda çok sık duyduğumuz ve muhtemelen sağlıklı beslenme üzerine artan bilinç ile birlikte çok daha sık duyacağımız sezgisel beslenme nedir bir tanım yapalım ilk olarak. Sezgisel beslenme, kişinin vücudunu dinleyerek, gerçek açlık ve gerçek tokluk sinyallerini tanıyarak yemek yeme ihtiyaçlarını bu dürtüler ile yapması üzerine kurulu. Alışılagelmiş diyet listelerinden oldukça farklı olan bu sistem, kişilere gerçek bir özgürlük tanıyor. Haliyle yasaksız bir yemek yeme düzeni çok daha sürdürülebilir ve istenilen amaca uyum için uygun bir yaşam biçimi haline gelebiliyor. Klasikleşmiş diyet listelerinde belirli saatlerde belirli oranlarda yenilmesi gereken öğünlerde kişiler açlık hissetmese dahi yemek yiyerek aslında vücuduna kulaklarını kapatıyor. Ancak sezgisel beslenmede kişi tamamen açlık tokluk sinyallerine kulak vererek vücuduna istediği gıdayı yani enerjiyi veriyor.
Vücudunu dinlemek ve gerçek açlık duygusu farkındalığı kulağa oldukça zor gelse de vücudumuz mükemmel bir sistemle işliyor ve bu sinyalleri yakalamak zor olmaktan çıkıyor. Geleneksel diyetlerden farkı da işte tam olarak bu noktada ortaya çıkıyor. Vücuda kulak vermek ve kişinin bedenini tanıması, duygusal açlıklar ve yeme ataklarının da önüne geçiyor. Bu noktada mutlaka altını çizmemiz gereken bir konu da var tabii. Duygusal açlık basit bir sorun değil. Kişi duygusal yeme bozukluğu olduğunu fark ettiği anda kesinlikle bu alanda uzmanlaşmış bir psikolog ya da psikoterapistten destek almaktan çekinmemeli. Çünkü duygusal yeme sorunları kişinin kendi kendine aşabileceğinden çok daha ağır bir yük olarak tanımlanıyor. Sezgisel beslenmeye karar veren kişi vücut sinyallerini dinlemeyi başarıp, yeme dürtülerini fark ettiğinde fiziksel ve duygusal açlık arasındaki farkı da fark edebiliyor. Ancak dediğimiz gibi duygusal açlık yaşadığını fark eden birisi bu noktada muhakkak imkanlar el verdiği sürece destek almalıdır. Tıpkı grip olduğumuzda ya da bir yerimiz ağrıdığında doktora gitmemiz gibi bu konuda da kendimize şefkatli davranmalı ve tedavimizi olmamız gerektiğinin bilincinde olmalıyız.
O halde nasıl sezgisel besleneceğiz? Sezgisel beslenmede bir liste yok! Yasak yok! Sezgisel beslenmede fiziksel açlıkta yemek yemek ve tokluk sinyalinde yemek yemeyi bırakmamız gerekiyor. İşte tam da bu noktada uyum süreci özellikle bizim kültürümüzde biraz zorlayıcı olabiliyor. Tabağı bitirmek, tabağı yarım bırakmamak ve hatta hepimizin bildiği gibi "tabağı sünnetlemek" sezgisel beslenme için pek de uygun değil! Sezgisel beslenmenin prensiplerini yazımızın sonunda çok daha detaylı ve sıralı bir şekilde belirteceğiz. Şimdi biraz daha kendisinden ve tarihi akımından bahsederek, kavramı daha net bir şekilde ele alalım.
Sezgisel yeme tarihi çok eski olsa da bu isimle ilk olarak Evelyn Tribole ve Elyse Resch'in kaleme aldığı kitapta geçiyor. Sezgisel Yeme isimli bu kitap bu kavramın ilk kullanıldığı yer olsa da aslında sezgisel yeme çok daha eski yani en az insanlık tarihi kadar. Düz mantıkla dahi düşünüldüğünde acıktığında yeme, doyduğunda yemek yemeyi bırakma gayet dürtüsel bir hareket. 1970'li yıllardan bu yana bilim insanları tarafından araştırılan sezgisel beslenme fikri böylelikle bir kişiye sürdürülebilir ve farkındalıkla dolu bir yaşam tarzı kazandırıyor. Kısıtlayıcı ve belirli bir besin grubuna yönelik saatli ve porsiyonlu bir diyet listesinin başarılı olma olasılığı ile kıyaslanana sezgisel beslenme kişilere bedeni ile barışık bir şekilde sağlıklı ve fit olma şansı tanıyor.
İnsanların günlük alması gereken bir kalori miktarı vardır. Bu kalori her kişi için farklı bir sayıda ve içeriktedir. Vücut sağlıklı bir şekilde fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için bir enerjiye ihtiyaç duyar. Aynı zamanda günlük harcanan efor da buna eklenir ve bu da bir enerji yani alınması gereken kalori gerektirir. Vücudun günlük olarak ihtiyaç duyduğu kaloriden az kalori alması kilo verdir, alması gerekeni alması kilosunu korur ve bu kalorinin üzerine çıkılması ise kişiye kilo aldırır. Kişi yemek yemediğinde fiziksel açlık kendini yavaş yavaş hissettirmeye başlar. Aynı zamanda fiziksel açlıkta midede yanma, burukluk, hatta midede guruldama sesleri ile kendini daha da belli eder. Fiziksel açlıkta yine kişi yemek yemeye başladığında doyma sinyalini alır ve yemek yemeyi bırakır. Fiziksel açlığın duygusal açlıktan en büyük ayrımı ise kişi doyduğunu hisseder. Duygusal açlıkta ise bunların az çok tam tersi olur. Fiziksel açlık uzun sürdüğünde kan şekeri düşmesi gibi vücut tepkileri görülür. Yenen yemekten haz alma, besinleri iyi gıda kötü gıda olarak ayırmama, gıdanın bedenimize tokluk sağlama görevinin farkında olarak yemek yemek, insanlarda tüm suçluluk duygusunu bir kenara atarak kendini sevme alanı açıyor.
Duygusal açlık ise adından da anlaşılacağı gibi kişinin anlık ruh hali ile oldukça alakalıdır. Fiziksel açlıktan bağımsız olarak kişi yemek yeme isteği duyar. Bu bir şeyler yeme hissi tamamen duygusal bir ihtiyaç olarak ortaya çıkar. Duygusal açlığın en bilindik tipik örneği kişinin kendini aniden buzdolabının önünde bulması olarak da anlaşılabilir aslında. Duygusal açlık fiziksel açlığın aksine aniden hissediliyor. Bu da o an artan stres, öfke, üzüntü, kaygı gibi durumlarla yani kişinin ruh haliyle birlikte zirve yapması anlamına geliyor. Duygusal açlık midede değil beyinde başlıyor kısaca. Duygusal açlık çeken bir kişi bu dürtüyü ufak bir şeyler atıştırarak bastırmaz, oysa fiziksel açlıkta kişi bir elma yediğinde açlığını bir süre köreltebiliyor. Yine fiziksel açlık çeken bir kişi yediği şey ile doyarken, duygusal açlıkta ise yese de doyuma ulaşamaz ve canı özellikle belirli gıdaları çeker.
Ancak duygusal beslenme ataklarının sık yaşanması bu konuda uzman bir profesyonelden yardım almayı gerektiriyor. İnsanlar çeşitli nedenler ile ruhsal ya da fiziksel olarak yaralanabiliyor. Bu durumda yapılması gereken şey kendimizi dinlemek ve neye ihtiyaç duyduğumuzu fark etmek olacak. Eğer kendinizde duygusal yeme atakları ya da herhangi bir şekilde gerçekleşen yeme bozukluğu olduğunu düşünüyorsanız, mutlaka bir sağlık kuruluşundan görüş almalısınız.
Sezgisel Beslenmek Neden Önemli?
En başta da dediğimiz gibi sezgisel beslenme hakkında bilinç git gide artmakta, kişiler sosyal medyanın da gücüyle daha bilinçli böylece pozitif akımlara yönelmekteler. İşte sezgisel beslenme, bedeni ile barışık, kendini seven, vücudunu dinleyen, bedeninin neye ihtiyaç duyduğunu bilen kişiler yaratıyor. Artık yasaklar, listeler, kalori hesaplamaları olmadan yemekten keyif alma hissi ile özgürce beslenerek kilo vermenin de mümkün olduğu bir gerçek. Uzun ya da kısa süreli kısıtlayıcı beslenme listeleri sonrası yaşanan yeme atakları ve bu yeme atakları sonrası yaşanılan pişmanlık katlanılması zor bir psikolojik baskıya neden olmakta. Bu kısıtlayıcı diyetler, kişileri sosyal yaşamlarında oldukça zorlamakta. Klasik diyetler ile bir süre sonra koruma/direnç gösteren metabolizma ile kilo vermesi duran kişiler genelde kısıtlayıcı diyetlerinin dışına çıkarak aşırı ve yüksek kalorili besinlere yönelmesi bir süre sonrası yeme bozukluklarına da neden olmakta. Yalnızca yeme bozukluğu da değil üstelik. Bu yaşanan ataklar sonrasında yalnızca vücuda fiziksel olarak değil psikolojik olarak da bir yük binmekte. Yeme atakları sonrasında kaygı bozukluğu, öfke, kendini değersiz hissetme, kompleksler ve kendini cezalandırma gibi davranışlar görülebilmektedir.
İşte sezgisel beslenme kişilere oldukça özgür bir kapı aralıyor. Son yıllarda mezun olan beslenme ve diyetetik uzmanları kadar, alanında güncel bilgi sahibi, bilinçli ve araştırmaya açık diyetisyenler de bu konuda danışanlara yardımcı olmaktadır. Hatta bugün birçok diyetisyen bu akımın yayılmasında oldukça başarılıdır. Sosyal medyada özellikle bildiğimiz ve sıra dışı tarzıyla, açıklayıcı bilgileri ile takipçilerine sağlıklı bir yaşam sunan Diyetisyen Alican Demiroğlu bu konuda uzman bir isimdir. Hem YouTube kanalında hem de Instagram hesabı üzerinden takipçilerine çeşitli beslenme akımları olmak üzere sezgisel beslenme üzerinde bilgi vermektedir. Yine sosyal medyada sezgisel beslenme eğitimi ile ilgili atolye çalışmaları ve grup çalışmaları bulmak mümkün. Sezgisel beslenme rehberi olarak muhakkak bu alanda eğitim almış beslenme uzmanlarını takip etmek ve dinlemekse vücut sağlığı açısından oldukça önemli. Sosyal medyada özellikle online danışmanlık hizmetlerinin artışı ile ne yazık ki çeşitli suiistimaller yaşanmaktadır. Özellikle sahte hesaplar ya da diplomasız kişiler tıpkı bir diyetisyen gibi kişilere kendini tanıtarak, bu alandaki açığı kullandığı görülmektedir.
Eğer uzmanlardan danışmanlık alınmayacaksa, uzmanların sosyal medya hesapları takip edilebileceği gibi, sezgisel beslenme kitap ve makaleleri okunabilir, ünlü diyetisyenlerin bu konularda neler önerdiği araştırılabilir. Bugün basit bir arama motoru incelemesi ile sezgisel yeme ve sezgisel beslenme rutinleri hakkında kapsayıcı bilgi almak mümkün. Birçok deneyim sahibi de yine dürtüleri tanıma açısından örnek içerikler paylaşmaktadır. Şimdi yine sizler için paylaşacağımız çeşitli uzman diyetisyenlerin de hemfikir olduğu sezgisel beslenme prensiplerini okuduğunuzda bu konuyu kafanızda net olarak oturtacağınızdan eminiz!
Sezgisel beslenme prensipleri her bir uzman tarafından farklı maddeler ve sıralama ile sayılsa da işin özü aslında oldukça basit. Asıl önemli olan ise sezgisel beslenme nasıl yapılır sorusunun doğru cevabını bulmak. Sezgisel yeme yaklaşımı üzerine yapılmış araştırmalarda ve uzmanların ortak görüşleri arasında özellikle söylenen bir kanı var, besinleri iyi kötü, sağlıklı ya da sağlıksız olarak sınıflandırılmaması gerekliliği mühim. Yani bu beslenme yaklaşımında yalnızca bedenimizle değil, gıdalar ile de barışık olmamız gerekiyor. Ancak gıdalarla barışık olmanın ve gıda tercihinin sağlıklı, doğal ve işlenmemiş olanlarını tercih etmek de yine vücudumuza olan bir saygı olarak düşünülmeli. Bu kesinlikle bir hamburger yemeyeceğiz asla bir pizza ya da kızarmış tavuk kanatları yemeyeceğimiz anlamı taşımıyor. Tabii ki katıldığımız etkinliklerde, alkol alacağız, bir düğünde bir dilim pasta yiyeceğiz, arkadaşlarımız ile felekten bir gün ve gece çalacağız! Ancak sonrasında dengeleyeceğiz ve yine vücudumuza kulak vermeye devam edeceğiz.
Şimdi gelelim bu işin özünün ne olduğuna. Az önce de söylediğimiz gibi sezgisel yeme prensipleri temelde benzerdir. Araştırmalarımıza göre bu sıralama ve içerik beslenme uzmanlarının kişisel ifadelerinde değişiklik gösterebilmektedir. Sizler için şu sıralamayı yaptık;
Gelbaba.com Portal herkese sağlıklı bir yaşam diliyoruz!
Ketojenik beslenmenin bir diyet değil tıpkı veganlık gibi bir hayat tarzı değişikliği ve beslenme biçimi olduğunu belirtmemiz gerekir.
Hayatımızı devam ettirebilmek ve bu dünyadaki amaçlarımızı gerçekleştirebilmek, kendimize göre hayatın anlamını ve amacını çözümleyebilmek için sağlıklı bir bedene, bunun için de doğru ve sağlıklı bir beslenme alışkanlığına ihtiyacımız vardır.
Gelbaba portaldaki bu yazımızda, son yılların başta beslenme ve genel anlamıyla yaşam alışkanlıklarına büyük etkisi olan, aynı zamanda çok konuşulan veganlık kavramından bahsetmeye çalışacağız.
Sağlıklı yaşam insanlık tarihi boyunca bekli de her bireyin istisnasız olarak istediği tek şeydir.
İnsan sağlığı için oldukça önemli olan vitaminler, vücut fonksiyonları ve organların sağlıklı çalışması için de gerekli birer organik bileşiklerdir. Yağda ve suda eriyenler olarak iki gruba ayrılır. Vitaminler kalori içermezler ancak vücuda alınan yağ ve p
İnsanoğlu teknolojinin gelişmesi ve internet ile bilgiye daha kolay ulaşabilmesi ile beslenme alışkanlıkları ve çeşitlerini daha fazla araştırır hale geldi. Hemen herkes kendi sağlık, ekonomik ve sosyal çevre koşullarına göre şekillenen beslenme şekillerin
Dünya üzerinde topluluklar ve devletler hep var olmuşlardır. Önceliklerin sürekli değiştiği bu zaman zarfı içerisinde devam eden ve değişmeyen tek şey ise değişimin kendisi olmuştur. Geride bıraktığımız 20. yüzyıl 2 tane dünya savaşı görmüş ve peşinden gel
Teknolojinin büyük etkisi ile sürekli değişen ve gelişen bir dünyada yaşamaktayız. Bu değişim ve gelişim A'dan Z'ye hayatın her alanında etkisini göstermektedir. Gelişen teknolojinin insan hayatında gerçekleştirdiği değişikleri yüzlerce hatta binlerce başl
Teknoloji geliştikçe bilgisayar sistemleri, oyun konsolları, bulut sistemleri gelişmekte ve dönüşmektedir.
Her geçen gün yepyeni bir launchpad projesi ile sizlere misafir olmaktayız.
Ketojenik beslenmenin bir diyet değil tıpkı veganlık gibi bir hayat tarzı değişikliği ve beslenme biçimi olduğunu belirtmemiz gerekir.
Hayatımızı devam ettirebilmek ve bu dünyadaki amaçlarımızı gerçekleştirebilmek, kendimize göre hayatın anlamını ve amacını çözümleyebilmek için sağlıklı bir bedene, bunun için de doğru ve sağlıklı bir beslenme alışkanlığına ihtiyacımız vardır.
Gelbaba portaldaki bu yazımızda, son yılların başta beslenme ve genel anlamıyla yaşam alışkanlıklarına büyük etkisi olan, aynı zamanda çok konuşulan veganlık kavramından bahsetmeye çalışacağız.
Sağlıklı yaşam insanlık tarihi boyunca bekli de her bireyin istisnasız olarak istediği tek şeydir.
İnsan sağlığı için oldukça önemli olan vitaminler, vücut fonksiyonları ve organların sağlıklı çalışması için de gerekli birer organik bileşiklerdir. Yağda ve suda eriyenler olarak iki gruba ayrılır. Vitaminler kalori içermezler ancak vücuda alınan yağ ve p
İnsanoğlu teknolojinin gelişmesi ve internet ile bilgiye daha kolay ulaşabilmesi ile beslenme alışkanlıkları ve çeşitlerini daha fazla araştırır hale geldi. Hemen herkes kendi sağlık, ekonomik ve sosyal çevre koşullarına göre şekillenen beslenme şekillerin
Dünya üzerinde topluluklar ve devletler hep var olmuşlardır. Önceliklerin sürekli değiştiği bu zaman zarfı içerisinde devam eden ve değişmeyen tek şey ise değişimin kendisi olmuştur. Geride bıraktığımız 20. yüzyıl 2 tane dünya savaşı görmüş ve peşinden gel
Teknolojinin büyük etkisi ile sürekli değişen ve gelişen bir dünyada yaşamaktayız. Bu değişim ve gelişim A'dan Z'ye hayatın her alanında etkisini göstermektedir. Gelişen teknolojinin insan hayatında gerçekleştirdiği değişikleri yüzlerce hatta binlerce başl
Teknoloji geliştikçe bilgisayar sistemleri, oyun konsolları, bulut sistemleri gelişmekte ve dönüşmektedir.
Her geçen gün yepyeni bir launchpad projesi ile sizlere misafir olmaktayız.
Hemen ücretsiz kaydolarak üyeliğinizi başlatın.
Ücretsiz İşletme Hesabı Açın